Canlı Casino'da Para Kazanmanın Yolları

by

in

Söz konusu DARBE PLANLARI, CUMHURİYET ÇALIŞMA GRUBU sunumları ve günlüklerde belirtilen veriler doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda, ERGENEKON terör örgütü yönetici ve üyelerinden Bedrettin DALAN, İlhan SELÇUK, Mustafa BALBAY, dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR, 1. Ordu Komutanı Ahmet Hurşit TOLON, MGK Genel Sekreteri Tuncer KILIÇ, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Levent ERSÖZ, yine Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesinde görevli Albay Hasan Atilla UĞUR, Jandarma Genel Komutanlığında İstihbarat Yönetim Şube Müdürü Binbaşı Mustafa KOÇ, dönemin YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, METAL İŞ SENDİKASI Başkanı Mustafa ÖZBEK, Sinan AYGÜN, Tuncay ÖZKAN, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR ve İsmail YILDIZ isimli şüphelilerin yürütme ve yasama organını cebren ortadan kaldırıp, devlet idaresini anti demokratik yollarla ele geçirmeyi planladıkları, bu planlarını gerçekleştirmek için de aktif olarak eylemlere giriştikleri anlaşılmıştır. ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan soruşturma çerçevesinde örgüt üyesi olma şüphesi ile gözaltına alınan Mehmet Şener ERUYGUR, Ahmet Hurşit onwin guncel giriş TOLON, Hasan Atilla UĞUR ve Mustafa BALBAY’dan ele geçirilen dijital verilerde, 2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmesi planlanan DARBE PLANLARI, darbe planları çerçevesinde yapılan çalışmalar, CUMHURİYET ÇALIŞMA GRUBU sunumları ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK tarafından tutulduğu sabit olan günlükler ve Mustafa BALBAY tarafından tutulduğu sabit olan günlükler olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede Aydınlık dergisinin 2003-2004 yıllarındaki yayınlarına bakıldığında, “KUVAYI MİLLİYE HAREKETİ BAŞLADI” “SONUNA KADAR SAVAŞACAĞIZ” “DEVRİMLERİMİZİ SAVUNAMAYACAK MIYIZ” “İŞÇİ PARTİSİ SAVAŞ DÜZENİNE GİRDİ” “TÜRKİYE’Yİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ” “KUŞATMA NEREDEN VE NASIL YARILIR” “ÜLKE İÇİN KENDİNİZİ FEDAYA HAZIR OLUN” “KAMU ÇALIŞANLARI MEYDANLARA ÇIKTI” “AKP’YE KARŞI HALK DİRENİŞİ” “ASKEDEN ERDOĞAN’A UYARI” “KOMUTANLARIN SON İHTARI” şeklinde başlıklarla toplumu geren, vatanın elden gittiği şeklinde evham ve hezeyanları uyandıran diğer taraftan da Türk Silahlı Kuvvetlerini müdahalede bulunmaya teşvik eden ve darbe zemini oluşturmaya çalışan yayınlar yaptığı tespit edilmiştir.

Diğer taraftan Ergenekon terör örgütünün 2003-2004 yıllarında gerçekleştirmeyi amaçladığı darbe planları çerçevesinde yaptığı çalışmalara bakıldığında, sanık İlhan SELÇUK’ un da içinde yer aldığı 9 mart 1971 darbe teşebbüsünden önce ülkede gerçekleştirilen işçilerin sokağa dökülmesi ve provakatif amaçlı toplumsal gösteri ve yürüyüşler düzenleme, söz konusu darbe çalışmaları kapsamında, üniversite öğrencileri, sendikalar ve derneklerin manipülasyonlarla sokağa dökülerek hükûmeti protesto eden gösterilerinin detaylı olarak planlandığı, medya ve kitle iletişim araçları ile propaganda ve psikolojik harekat teknikleri kullanılarak geniş halk kitlelerini tahrik edici yayınlar yapıldığı, bu yayınlarda ülkenin her yanının işgal edildiği, vatanın elden gittiği evham ve hezeyanları uyandırılarak halkın hükûmete karşı ayaklanmasını sağlamaya çalıştıkları ve böylelikle Türk Silahlı Kuvvetlerini müdahalede bulunmaya teşvik ettikleri anlaşılmaktadır. Soruşturma kapsamında elde edilen belgelerden, Ergenekon terör örgütünün 2003-2004 yıllarında gerçekleştirmeye çalıştığı DARBE TEŞEBBÜSÜNÜ üç aşamada planladığı, birinci ve öncelikli olarak darbeye zemin hazırlamaya çalıştığı, bu faaliyetlerini Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde illegal olarak oluşturdukları Cumhuriyet Çalışma Grubu ile yaptıkları, ikinci olarak darbeyi gerçekleştirmek için önündeki engelleri kaldırmayı planladıkları, bu çerçevede de SARIKIZ, AYIŞIĞI, YAKAMOZ kod adlı darbe planlarını hazırlayıp uygulamaya koydukları, üçüncü olarak ta darbeyi gerçekleştirip darbe sonrası yapılacakları ELDİVEN kod adlı darbe planı ile belirledikleri görülmüştür. Cumhuriyet gazetesine bakıldığında da hemen hemen aynı doğrultuda başlıklarla haberler yaparak ülkede kaos, gerginlik ve çatışma ortamı oluşturmaya devam ettiği görülmüştür.

Iddaa resmi

Önce bir soru: Acaba insanoğlu tam plânladığı gibi gerçekleşmiş kaç olaya tanık oldu? Çıkaracaktık. Muzaffer yüzbaşıyı içerden tam çıkarma girişiminin içine girdik bu operasyon patladı." dediği, "Bunlar geldiler bir As subayın evinde 10 tane bomba bulunmuş, onlara bağladılar. Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlak'a Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Örgütsel içerikli dokümanlardan de anlaşılacağı üzere ERGENEKON terör örgütü yapılanması içinde Askeri Yapılanmanın çok önemli yer tuttuğu, yapılanmadaki ana unsurlar olan, İstihbarat Dairesi Komutanlığı, İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı, Operasyon Dairesi Komutanlığı, Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı başlıklı dört ana birimin asker kökenli olacağının belirtilmesinden açıkça anlaşıldığı gibi, Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm "Operasyon Dairesi Komutanlığı" dır. ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içinde askeri yapılanmanın çok önemli yerinin bulunduğu, ERGENEKON dokümanında ERGENEKON başkanlığına bağlı 7 gizli birimin 5 tanesinin başında asker bulunduğunun belirtilmesi ve bu bölümlerin başkanlıklarına komutanlık diye başarı bet giriş isim verilmesinden bu örgütlenmenin kurucularının ve önemli yöneticilerinin asker kökenli olduğunu göstermektedir. ERGENEKON TÜRK'ÜN MİLLİ DURUŞUDUR. Ama bu gün için Ergenekon' un Anadolu'ya geçmesi bir plânın gereğiydi. Musa TAŞDELEN birisi Davut DURSUN." dediği, Emin GÜRSES'in "Kemal GÜRÜZ gücü yok ama daha." Dediği, Şener'in "Nasıl gücü yok abi ya ONLAR DERİN DEVLETTİR YA.Bunların yanı sıra daha birçok az gelişmiş ülkelerde askeri darbeler yaşandığı görülmüştür. Memleketi bunların elinden kurtarmamız lazım” . İS, bunlardan kurtulmak için biraz zaman dediğinde, bunların bir saniye kalması zarar dedi. Bunların kafalarının ardındaki niyet hiç değişmedi. Siz kazanan olacaksınız hiç şüpheniz olmasın. İlker paşayla hiç konuşmamaları dikkat çekiciydi. Son anda İlker BAŞBUĞ ve Genelkurmaydan Korg Metin de vardı. Şu anda Türkiye'nin durumu 1920'dir. Hatta şartlar daha zordur. Bakalım ne yapacak , Şener Abinin durumu ilginç. Örnek Abinin durumu da biraz karışık. Genel durumu kendi açısından iyi görüyor. Bizimle alakası olamayacak meselelerle ilgili bu kadar açık kuvvetli konuşması ceza yargılaması açısından bana biraz manidar geliyor… Türkiye’de hangi dili konuşuyor konuşsunlar, hangi inancı yaşıyor olsalar da, hangi görüşten olasalar da bu kadar kardeşleştiği başka bir pratik yaşamadık. Bitirecek. Yerel seçimlere kadar yapacağım bunu. Konuşma çok iyiydi ama, ekime kadar bakmak gerek. Yine de ateşi söndürmemek gerek. İlk kripto para yatırma işlemlerine özel olarak sunulan %200 oranında yatırım bonusu ve %30 oranında üst limit olmadan kripto para yatırma bonusu, kripto para kullanıcılarına ek avantajlar sağlamaktadır.

Sweet bonanza demo oyna

Netice itibarıyla Bahsegel, canlı destek ve müşteri hizmetleri unsurlarıyla kullanıcılarına değer verdiğinin işaretlerini her yerde sergiliyor. İstanbul gibi bir yerde belediye başkanlığı yapıyorsanız, burası bir de yeni imara açılan bir yerse bazı işleri racon keserek yapmanız gerekir. Sokakta her yerde insanlar böyle konuşuyor.. Nitekim insanlar burada hesap açarak, gün boyu eğlencenin tadına varma şansı elde edebileceklerdir. “20 Nisan 2004” başlığı altında, “Aynı gün akşam üstü Şenere gitti… Kazanan siz olacaksınız kesinlikle Denktaş’ın öne geçmemesi gerekiyor. Ama bunu kimsenin bilmemesi gerekiyor. Siz tamam, bütün kuvvet komutanları tamam, bloksunuz, ama üstünüz olmayınca olmuyor.. SE-Evet onlar karşımızda ama bizim de gücümüz var. Taksim Dayanışması’nın bir tek kuruş yabancı para kullandığına ilişkin tek ima yok. İşte Kara Genelkurmay olur, siz Karaya geçersiniz, İzmir'deki Jandarma olur, İstanbul'dakini de artık ne yaparsanız.. Artık kendim için yapabileceğim bir şey yok. Biz artık ona bakmıyoruz. Ayrıca tüm kategorilerde geçerli bir deneme bonusu sunulması durumunda, birden fazla bahis bölümünde oynayabilme fırsatı da elinize geçecektir. Aynı şey AB için de geçerli.

Bu sorunun en açık yanıtını yine örgüte yönelik yapılan operasyonlar kapsamında ele geçirilen dokümanlar vermektedir. Ayrıca soruşturma kapsamında birçok örgüt üyesinin görevli askeri şahıslarla irtibat halinde oldukları Bazı askeri şahısların emekli olur olmaz örgüte ait dernek ve sivil toplum kuruluşlarında üst düzey görevlere geldikleri anlaşılmaktadır. Ölme-öldürme" yemin merasimlerinden sonra, halen görevde olan bir komutanla yaptığı görüşmede, karşısındaki şahsın "ben ve kolordum emrinde diyemiyorum komutanım, kolordum yok ama arkadaşlarımın hepsi emrinizde" diyerek bağlılığını ve ilişkisini ortaya koyduğu, Güler KÖMÜRCÜ'nün halen görevde olan bir subayla yaptığı görüşmede "şimdi biz aileyiz böyle şeyler olur aile arasında" diyerek gazetecilikten öte farklı ilişkiler içersinde olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir ilgisi olmayan kendi beyanına göre kuyumculuk yaptığı anlaşılan Hayrettin ERTEKİN'in çok sayıda üst düzey komutanla ilişki içersinde olduğu, bu komutanlardan Y. Ö. ile yaptığı görüşmede "Komutanım bakın bizim geçmişte yaptıklarımızı herhalde az çok biliyorsunuzdur, o ekibi şuan tekrar oraya yollayın yemin ediyorum size varya ..bölgede .. Hüseyin Kocadağ ile Ömer Lütfi Topal’ın ilişkilerinin ise kumar oyunları çok daha yakın olduğunu, zaman zaman İbrahim Polat’ın da ortak olduğu Polat otelinin casinosunda sık sık beraberce oturduklarını, 1994 yılındaki Akgün oteli cinayetinden sonra araya bir soğukluk girdiğini, Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesinden bir ay önce Celal Doğan’ın kendisine Fenerbahçe Kulübünün yöneticilerinden Hüseyin Kocadağ’ı yolladığını, kendisinin de bunu ömer Lütfi Topal’a haber verdiğini, bu toplantının DGM ile de ilgisi bulunduğunu çünkü teypten yazıya döktüğü yazılı ifadesini DGM ne de verdiğini, konunun da Gaziantepli bir kaç işadamının G.T.O.

1959 Malatya Hekimhan doğumlu olduğunu, Eğitim enstitüsünü bitirdiğini, 1980 öncesinde Türkiyedeki sağ-sol olaylarına katıldığını, sağda Milliyetçi kanatta yer aldığını, katılmadığı olaylarda kendisine isnat edilen suçlar olduğundan 12 eylül 1980’den sonra yurtdışına çıktığını, yurtdışına çıkarken aynı görüşü paylayan insanların yardımını gördüğünü, Harun Çelik adına düzenlenmiş bir sahte pasaportla ve yalnız olarak Türkiyeden ayrıldığını, giderken Tren yolculuğu yaptığını, Bulgaristan, Yugoslavya, İtalya, İsviçre yoluyla Avusturyaya direk olarak vardığını, orada Abdullah Çatlı ile buluştuğunu, Çatlı’nın kendisinden 2-3 gün önce uçakla İngiltereye gittiğini, İngiltereye alınmadığı için oradan Avusturyaya geldiğini, Çatlının Hasan Kurdoğlu adına düzenlenmiş sahte pasaportla Türkiyeden ayrıldığını, Avusturyada oturma izni alabilmek için Üniversitenin dil kursuna kayıt olduklarını, yurtdışındaki akraba ve tanıdıkların yardımıyla geçindiklerini, Papa olayı olduğu zaman Avusturyadan Fransaya geçtiklerini, Papa işinde bir rolü olmadığını, ancak basında isminin rolü varmış gibi geçtiğini, Fransaya geçtikleri tarihin 1982’nin son ayları olduğunu, Fransada Poitiers şehrinde ki Üniversiteye Çatlı ve Eşi ile birlikte kayıt yaptırdıklarını, Çatlı’nın eşinin uçakla Avusturya’ya oradan da İsviçreye ve Fransaya geldiğini, oraya varınca her şeyin Türk Milleti ve Devletinin aleyhinde olduğunu gördüklerini, kendilerinin orada Türkiye’nin turizm büyükelçisi gibi olduklarını, o sırada kendilerine “Türk Devletinin Milletinin aleyhinde çalışan mesela Asala gibi örgütlerle mücadele edermisiniz, nasıl ve ne taktiklerle mücadele edersiniz?" şeklinde teklifler geldiğini, bu teklifin devletimizin üst düzeydeki yetkililerinden geldiğini, ancak onların ismini söyleyemeyeceğini, bu teklifi alınca kendilerinin de, oralardaki devlet temsilcilerinin, diplomatların değil Türklükle, insanlıkla bağdaşmayacak şeyler yaptıklarını söyleyerek değiştirilmesini istediklerini, kendilerine teklif getiren kişilerin "biz bunları değiştiremeyiz; bunlar bizim ülkemize mal olmuş kişiler; fakat, bizim devletimiz ve milletimiz sözkonusu, ortada olan bu" dediklerini, o zaman da kendilerinin Milliyetçi ve Vatanseverler olarak bu http://trgameplay.online/?p=casibom-uygulama-indir teklifi gönüllü olarak kabul ettiklerini, bu arada suçsuz olarak cezaevinde yatan arkadaşları ve bazı tanınmış politikacıların serbest bırakılmasını istediklerini ve olumlu cevap aldıklarını, bunun üzerine (12) kişilik bir liste verdiklerini, bu isimlerden birisinin Mehmet IRMAK olduğunu, Ancak bu 12 kişinin hiç birisinin bu işlerden yararlanmadığını, bu teklifin kendilerine 1981 yılında kendilerinin Fransada oldukları zaman yapıldığını, aslında bu tekliflerin o zaman Avrupadaki Türk federasyonundan tutun da herkese kadar yapıldığını, en sonunda kendilerine Çatlı ile birlikte teklif geldiğini, teklifi kabul ettikten sonra Fransada (18), Hollanda da (2), Kanadada, Amerikada, Yugoslavya da Beyrutta, Yunanistanda, akla gelen pekçok eylem yaptıklarını, bu eylemleri Oral çelik, Abdullah Çatlı ve diğer iki kişiden oluşan (4) kişilik grubun yaptığı ya da yaptırdığını, bu arkadaşlarından birisinin mahkemeye geçtiğini, gizli celse olduğunu, yaptıklarını orada anlatarak kendilerine, önceden söz verildiği gibi ceza indirimi uygulanmasını, yada kanuni takibattan muaf tutulmalarını istediğini, ancak taleplerinin kabul olmadığını, 10-12 sene mahkumiyet verildiğini duyduğunu, 4 arkadaşının da Türkiye'ye döndüğünü, onun cezasının zaman aşımına uğradığını, kendisine de yurt dışında yaptığı hizmetlerden dolayı kolaylık gösterilmediğini, yurda döner dönmez cezaevine konduğunu ve boş yere (4) ay hapis yattığını, yurt dışında olduğu yıllarda bir kere 1983 yılında yurda giriş-çıkış yaptığını, onun da istihbaratın kontrolü altında gerçekleştiğini, yurtdışında oldukları sırada istedikleri pasaportu, istedikleri yerden alabildiklerini, Türkiye konsolosunun da kendilerine pasaport verdiğini; çünkü, Türk Basını ve Türkiyedeki güya aydınların kendilerini ihbar etmeye başladıklarını, İsviçrede yakalanan bir adamın kendilerinin eylemleri ile ilgili bilgiler verdiğini, bu adamın Nevzat Bilican olduğunu, bu kişinin bir gün İsviçre Polisine giderek yalan yere ben Abdullah Çatlı, Oral Çelik, Mehmet Şener ile eroin işi yaptım dediğini, daha bir kaç isim daha söylediğini, kendilerinin Ermenileri öldürdüğünü söylediğini, İsviçrenin durumu Türkiye'ye bildirmesi üzerine Türkiye'den ilgili kimselerin kendilerine-ki o zaman Fransada Çatlı ile bir evde oturduklarını bildirdiğini, kendilerinin de oradan kaçtıklarını, bunun üzerine Türkiye-İsviçre arasında problem çıktığını, bu olayın 1984 yılında cereyan ettiğini. Bunun üzerine Türkiyeden bir Devlet Bakanının İsviçreye gelerek ortamı yatıştırdığını, Mesut Yılmaz'ın da o sırada bakan olduğunu, daha sonraları da İsviçrenin kendilerine (Oral Çelik, Çatlı ve arkadaşları) ambargo koyduğunu, Mesut Yılmaz'ın da Dışişleri Bakanı olarak kendileri için İsviçre nezdinde teşebbüsleri olduğunu, duyumlarına göre Mesut Yılmaz'ın Çatlı ile temasa geçerek bir kulübe olan kumar borcunu sildirdiğini, Çatlı'nın 1991 yılında İsviçreden hapisten kaçınca Türkiyeye döndüğünü, Çatlının bu mahkumiyetinin Nevzat Bilican iftirası ile olduğunu, aynı davada kendisi ve Mehmet Şener'in de yargılandığını ve beraat ettiklerini, çünkü Nevzat Bilican'ın daha sonra İsviçre Makamlarına giderek "ben yalan söyledim, ben PKK'yım, bunlar Milliyetçi bana öyle ifade vermem söylendi bende öyle söylemiştim.

Her şeyden önce insanların hızlı para kazanma isteği ve spora olan tutkusu bu sektörün büyümesini sağladı. Ruhsatsız olan kumarhaneleri ve gazinoları büyük baskılara rağmen Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununa göre re’sen kapattıklarını, Ömer Lütfi Topal’ı gıyaben tanıdığını, gıyabi tutuklamasının kendilerine gelmediğini, kendisine ve kumarhanelerine müsamaha göstermediklerini, komploya kurban gittiklerini, Söylemezler’i korumadıklarını belirtmiştir. 16 numaralı Gİf dosyalan içersinde, Fırat üniversitesinde yapılan fişleme çalışmalanyla ilgili, akademik kadronun %90'm sağ görüşlü olduğu, bu görüştekilerin de milliyetçi, muhafazakâr, nurcu, Nakşi, kadirive benzeri gibi aynmlar yapıldığı, rektörün kadro alımlannda herhangi bir etkisin olmadığının, akademik kadrolann araştırma görevlilerinden seçilerek alındığı, çıkar ilişkilerinde ideolojik düşünceye göre hareket edildiği, yapılacak rektörlük seçimlerinde TİSAV in belirleyici rol üstleneceğinin genel olarak değerlendirildiği görülmüştür. Word dosyasında; 24 Ocak 2002 tarihli belge olduğu, Malatya İnönü Üniversitesi Araştırma Hastanesinde görevli bir Prof Dr. la ilgili araştırma raporu olduğu, irticai, ideolojik görüşleriyle ilgili bilgilerin yer aldığı görülmüştür. Ele geçirilen dokümanlarda, ideolojik sınıflandırmanın yapılmış olması örgütün, öncelikle sızma ve kadrolaşma faaliyeti içerisinde bulunacağı-üniversite içerisinde fişleme ve durum tespiti yaptığını, ilerleyen safhalarda ise ideolojik olarak kendilerine yakın hissettikleri öğretim görevlilerini kendi casino telegram bünyelerine katma girişiminde bulunduklarını göstermektedir. Başarılı bir oyuncu olmak için, öncelikle bir strateji belirlemelisiniz. Batılı anlamda denetim ve teftiş, araştırma işlerinin yapılamaması sebebiyle bu tür işlerin ortaya çıktığı görüşüne aynen katıldığını, Emniyet teşkilatında Teftiş Kurulunun kızak yeri olarak kullanıldığını, kariyer sisteminin kesinlikle bulunmadığını, öncelikle bunun kurulması gerektiğini, birçok müfettişin fezleke yazmayı bile bilmediğini, orasının bilindiği gibi bir teftiş kurulu olmadığını, her devirin değişmesinde korunanların teftiş kuruluna, daha az korunanların APK.’na alındığını, Osmanlı’dan bu yana Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilenlerin emniyet dışından olduğunu, emniyetçilerin Genel Müdürlüğe son zamanlarda tam bir sistemle hakim olduklarını, Mülki idareden koptuklarını, ancak hem mülki idareye hemde TBMM’ne belli dönemde lüzumundan fazla bir şekilde geldiklerini.

Marsbahis güncel


Recommended News:

glory casino giriş telegram kaydol bedava freespin veren siteler bonus veren casino slot siteleri sweat bonanza demo


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir